Külli oluşu ne demek ?

Emirhan

New member
**[color=]Külli Oluşu Ne Demek?**

Bugünlerde, felsefi kavramlardan sosyal medyaya kadar geniş bir yelpazede duyduğumuz "külli oluş" terimi, adeta bir moda haline geldi. Herkesin anlayıp, yorumlayabildiği bir şey gibi görünüyor ama üzerine düşündüğünüzde daha derin ve bazen kafa karıştırıcı bir kavram olduğunu fark ediyorsunuz. İlk başta bu terim bana, derin anlamlar taşıyan, soyut bir şey gibi gelmişti. Ancak zamanla, insanları sınıflandırmada, düşünme biçimlerini eleştirmede ve toplumda belirli normlara uymak zorunda kalmada bir araç haline geldiğini fark ettim. Külli oluş nedir? Gerçekten hayatımızda ne anlama gelir? Hayatın her anına, her bireye ve her duruma aynı anda evrensel bir bakış açısıyla mı yaklaşmalıyız?

**[color=]Külli Oluş Kavramının Derinliği**

Külli oluş, kelime olarak “tamamlayıcı bir bütünlük” anlamına gelir. Bu terim, varoluşun bir parçası olarak her şeyin birbiriyle bağlantılı olduğu ve bir bütün oluşturduğu bir bakış açısını yansıtır. Ancak bu tanımın ne kadar genel ve soyut olduğu hemen fark edilebilir. Külli oluşu, insan ilişkilerinden doğa yasalarına, bilimsel bir düzlemden evrensel bir anlayışa kadar farklı alanlarda karşımıza çıkabilir. Fakat, her alan farklı şekilde şekillenen, derinlemesine tartışılması gereken bir kavramdır.

Bazen, külliyatı anlamak adına "her şeyin bir araya gelerek bir bütün oluşturması" gerektiği söylenir. Ancak bu söylem, aslında insan psikolojisini ve toplumsal dinamikleri anlamak için yetersiz kalıyor. Külli oluşu sadece idealize edilen bir durum olarak görmek yerine, bunun toplumda nasıl işlediğini, bireylerin nasıl bir araya gelip bu bütünlüğü inşa ettiklerini, ya da bazen nasıl başarısız olduklarını daha derinlemesine incelemek gerekir.

**[color=]Erkeklerin Stratejik ve Çözüm Odaklı Yaklaşımları**

Külli oluşu erkekler genellikle daha stratejik bir bakış açısıyla ele alır. Bu, bazen problemlere çözüm odaklı yaklaşmalarından, bazen de belirli bir sonuca ulaşma amacından kaynaklanır. Erkekler, toplumsal bir baskı ve sorumluluk duygusuyla bu çözüm odaklı bakış açısını benimseyebilir. Onlar için bir olay, bir durum ya da bir ilişkideki sorun, çoğu zaman net bir hedefle çözülmesi gereken bir engel gibi görünür.

Erkeklerin bu stratejik bakış açısı, külliyatı inşa etme sürecinde çoğu zaman verimlilik ve somut çözümler üzerine yoğunlaşmalarına yol açar. Ancak bu yaklaşım, çoğu zaman duygu, empati ve ilişkinin daha derin katmanları göz ardı edilebilir. Erkeklerin bu çözüm odaklı bakış açısı, bir topluluğun veya bireyin bütünlüğünü kurma amacından daha çok, o anki sorunları geçici olarak çözmeye yönelik olabilir. Külli oluş için daha derin ve sürekli bir anlayışa sahip olmak, bazen daha sabırlı ve çok katmanlı bir yaklaşımı gerektirir.

Erkeklerin, doğrudan çözüm odaklı yaklaşımı, bazen toplumsal yapının ve ilişkilerin tek bir “doğru çözüm” üzerinden inşa edilmesine yol açar. Ancak ilişkiler, insanlar ve toplumsal dinamikler genellikle tek bir çözüme indirgenemez. Bu noktada, külliyatı sadece mantıklı ve çözüm odaklı bir şekilde inşa etmeye çalışan erkek bakış açısı, derinlikten yoksun olabilir. Toplumsal normları ve ilişki yapılarının karmaşıklığını göz önünde bulundurmak gerekir.

**[color=]Kadınların Empatik ve İlişkisel Yaklaşımları**

Kadınlar ise külliyatı anlamada daha empatik ve ilişkisel bir bakış açısına sahip olurlar. Kadınlar, daha çok insanlar arası bağların, duyguların ve ilişkilerin üstünde dururlar. Bu bakış açısı, onlara, toplumun çeşitli katmanlarında ve bireysel yaşamda daha etkili bir bütünlük hissi sunabilir. Kadınlar, bir sorun ya da ilişkiyi çözerken, sadece çözüm odaklı değil, o sorunun duygusal ve insani yanını da göz önünde bulundururlar.

Kadınların ilişkisel bakış açısı, evrensel bir bütünlük anlayışını kurarken daha derinlikli bir insan odaklı yaklaşımı gerektirir. Onlar, külliyatı anlamada sadece fiziksel ya da mantıklı çözüm arayışına yönelmezler, aynı zamanda kişisel bağların güçlendirilmesi ve insanların duygusal olarak birbirine yakınlaşması gerektiğini savunurlar. Bu, erkeklerin daha net bir şekilde somut sonuçlara odaklandığı bakış açısının aksine, kadınların daha çok bağ kurma, dinleme ve empati yapma süreçlerini içerir.

Kadınlar, ilişkileri anlamada çok katmanlı bir yaklaşımı benimserler. Bu yüzden, külliyatı anlamak için, sadece mantıklı çözüm arayışları yeterli olamaz. Toplumsal bağların ve insan ilişkilerinin anlamını anlamak, duygusal zekâ ve empati gerektiren bir süreçtir. Kadınların bu bakış açısı, bazen daha esnek ve geniş bir perspektife sahip olabilir.

**[color=]Sonuç ve Tartışma**

Sonuç olarak, külliyatı anlamak için erkeklerin stratejik ve çözüm odaklı yaklaşımını ya da kadınların empatik ve ilişkisel yaklaşımını tek başına yeterli bulmak yanıltıcı olabilir. Gerçekten bir bütünlüğü inşa etmek için her iki yaklaşımın da birleşmesi gereklidir. Bir insan toplumu ya da ilişki sadece stratejik ve çözüm odaklı yaklaşımlar üzerinden değil, aynı zamanda empatik ve duygusal bağlarla da güçlendirilmelidir.

Külliyatın gücünü tam anlamıyla kavrayabilmek için, toplumsal normları sorgulamak, farklı bakış açılarını birleştirebilmek gerekir. Hangi bakış açısının, hangi durumda daha fazla geçerli olduğunu tartışmak, forum ortamlarında kıymetli olabilir.

**Sizce külliyatı anlamak için hem çözüm odaklı hem de empatik bir yaklaşım gerekli mi? Hangi yaklaşım, toplumsal bağları güçlendirmekte daha etkili olabilir? Erkek ve kadın bakış açıları arasındaki farklar, toplumda nasıl bir etki yaratıyor?**